Programı izlemek için:
http://www.siyertv.com/antalya-kuran-muallimi-hz-ubade-b-samit/
82 İL 82 SAHABÎ ANTALYA'DA

82 İl 82 Sahabî projesinin programları ilk
günkü heyecan ile devam ediyor. Projenin 27. programının
durağı Antalya idi. Antalya'da "Kur'an Muallimi: Ubade b.
Sâmit " başlığında, Saadet asrının farklı bir siması
anlatıldı.

SAHABENİN REHBERLİĞİNE
İHTİYACIMIZ VAR
Ev sahipliliğini Yeryüzü Vakfı'nın yaptığı
program Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Yeryüzü Vakfı
Kurucu Başkanı Mehmet Yıldırım'ın selamlama konuşmasının
ardından, Antalya İl Müftüsü Ahmet Çelik kürsüye davet
edildi. Çelik, projenin ne kadar mühim olduğuna dikkat çekti
ve "Sahabenin rehberliğine ihtiyacımız var. Bu konuda çok
daha fazla programlar yapmamız gerekiyor. Ben böyle bir
programı düzenledikleri için Siyer Araştırmaları Merkezi'ne
ve Yeryüzü Vakfı'na teşekkür ediyorum" diye konuştu.


ANTALYA'DAN
KIBRIS'A SELAM
Projenin tanıtım filminin izlenmesinin ardından Muhammed
Emin Yıldırım Hocamız, kürsüye davet edildi. Hocamız, Sahabe
neslinin Müslümanlar için ne anlam ihtiva etmesi gerektiğine
dikkatleri çekerek konuşmasına başladı. Neden Antalya'da Hz.
Ubade'nin anlatılacağını ise şöyle açıkladı:" Hz. Ubade'nin
hanımı Ümmü Haram validemiz Antalya'nın tam karşısında
Kıbrıs adasında metfundur. Sahabenin tebliğ ve davet aşkının
bir neticesi olarak Efendimiz'in vefatının üzerinden sadece
17 yıl geçtikten sonra, asıl hedef olan Kostantiniye'ye
varmak için önce Kıbrıs adası hedefe alındı. Hicretin 28.
yılı içlerinde Ümmü Haram, Ubade b. Sâmit, Hz. Ebû Zer,
Ebû'd-Derda, Miktad b. Amr ve daha onlarca sahabî bugün
Lübnan içerisinde kalan Akka limanından gemilerle Kıbrıs'a
gelip, orayı fethetmişlerdi. Ümmü Haram validemiz yıllar
önce Efendimiz'in bir müjdesi gereği o sefer sırasında
bineğinden düşüp şehit olmuş ve Larnaka'ya defnedilmişti.
Sahabe dönüş yolunda ise bir rivayete göre Silifke yada
Anamur limanlarına gelip buralarda bir müddet durmuş, sonra
Şam'a dönmüşlerdir. Bundan dolayı istedik ki, Antalya'da
Ubade b. Sâmit diyelim, hem ayak izlerinin bulunduğu bu
topraklara yakın bir yerde onun adını analım, hem de buradan
Ümmü Haram validemize bir selam gönderelim. Allah
selamlarımızı Kıbrıs'ın fatihi Ümmü Haram'a ve onun eşi olan
Ubade b. Sâmit'e ulaştırsın."


ENSAR'IN MUHACİRİ
Daha sonra konuşmasına Hz. Ubade'nin özelliklerini anlatarak
devam eden Hocamız, onun sahabî içerisinde nasıl
ayrıcalıkları olduğuna dikkat çekti. Mesela, "Onun Ensar'ın
Muhacirlerinden olduğunu, Akabe biatında Resulullah
tarafından seçilen 12 nakipten/ temsilciden biri olduğu,
Suffa Mektebi'nin en gözde talebelerinden ve muallimlerinden
olduğu, Sahabenin ilim kalelerinden ve fakihlerinden olduğu,
Ensar içerisinde çok hadis rivayet eden, bu özelliği ile de
kurban nesilden olduğu" ve daha birçok özelliğinin olduğunu
söyledi.


İSTANBUL'A İMAN TOHUMUNU
EKEN İLK SAHABÎ
Konuşmasına Hz. Ubade'nin hayatının çeşitli safhalarını
anlatarak devam eden Hocamız, onun İstanbul'a gelen ilk
sahabî olduğunu söylemesi, dinleyenleri hem heyecanlandırdı,
hem de duygulandırdı. Hocamız dedi ki: "Onun ayak izlerinin
bulunmadığı yer yok gibidir. Bakın onu biz Şam illerinde,
yani Suriye ve Ürdün'de, Filistin'de, Mısır'ın birçok
yerinde, Kıbrıs adasında, Anadolu'nun dört bir tarafında ve
en son Kostantiniye'de yani İstanbul'da görüyoruz. Bu yönü
ile İstanbul'a gelen ilk sahabî odur. Daha Hz. Ebû Bekir
döneminde, yeni halife bir davet mektubu gönderir, Bizans
Kralı Herakliyus'a… Mektubu Herakliyus'a ulaştıracak iki
elçidir. Biri Haşim b. Âs, diğer, Ubade b. Sâmit… Bu iki
sahabî, Medine'den yola çıkarlar, Şam'a uğradıktan sonra
Anadolu topraklarını boydan boya geçerler ve uzun bir
yolculuktan sonra İstanbul'a varırlar. Bellerinde kılıçları,
heybelerinde davet mektubu olduğu hâlde atlarının üzerinde
kralın sarayına kadar yaklaşırlar. İstanbul halkı onları
hayret ve hayranlıkla seyreder. Hayvanlarından inerken; gür
bir seda ile "Lâ ilâhe illallahü vallahü ekber" diye
haykırırlar. "Peygamberimizin fethini müjdelediği yer nede
güzel!" derler. Onların tekbir sesleri öyle bir yankılanır
ki, İstanbul'da, halk sanki bir şeylerin sallandığını
zannederler."


HİZMET BURADA ÜCRET ORADA
Konuşmasının sonlarına doğru, Hz. Ubade'den alınması gereken
derslere dikkat çeken Hocamız, çok önemli noktalara temas
etti. Özellikle beklentisiz olmak, burada hizmet edip,
ahirette ücreti beklemek, niyete Allah rızası dışında bir
şeyler bulaştırmamak konuları çok mühimdi.
Hocamızın bizlerle paylaştığı beş madde şunlardı:
1- Yaşadığın toprakların
Yesrib olmasına rıza gösterme, Yesribleşen coğrafyaları
Medine yapmaya gayret et ki, hem muhacir, hem ensar
olabilesin.
2- Yaptığın hizmetlerin
karşılığını bu dünyada bekleme, unutma ki hizmet burada,
ücret oradadır; hiçbir beklenti içerisine girme ki, hem
ebrar, hem mukarrebin olabilesin.
3- Mukarrebinden olmak
kulluğun kalitesini artırmak; seviyeye seviye katmaktır.
Zirvelere çıktıkça işinin kolaylaşacağını zannetme ki, hem
ihsan şuurunu, hem ihlâsını derinleştirebilesin.


4- İhlâs
bu zorlu yolun en önemli azığıdır. Ne yaparsan yap, hep
niyet muhasebesi içerisinde ol. Niyetine başka şeyler
bulaştırma ki, hem bu tarafta, hem öte tarafta saadete
erebilesin.
5- Kadere iman, Allah'ın
her şeyi bir ölçü üzere var etmesine, hiçbir şeyin Allah'ın
ilminin dışında olmamasına inanmaktır. Öyleyse, kadere rıza
göster; lütfünde hoş, kahrında hoş de. Unutma ki, beşer
zülüm eder, ama kader adalet eder. Allah'ın adaletine
yürekten teslim ol ki, hem hududullaha, hem hukukullaha
riayet edebilesin.


Halkın yoğun bir katılım gösterdiği program,
dualarla son buldu.

SIRADA ERZİNCAN ve İZMİR VAR
Projenin 28. programı 30
Kasım 2012 Cuma günü Erzincan'da;
"Babasının Kızı: Hz. Fatıma"
başlığında, 29. programı 2 Aralık 2012 Pazar günü
İzmir'de, "Zor
İşlerin Adamı: Mus'ab b. Ümeyr"
ile devam edecek.
Daha fazla bilgi için 0
212 544 76 99 nolu telefonu arayabilir;
www.82il82sahabi.com, www.siyerarastirmalari.org adreslerini
ziyaret edebilirsiniz. |